SİVAS YİGİDO KANGAL KÖPEK ÜRETİM ÇİFTLİĞİ 0531 507 98 34

Sivas kangal üretim çiftliği, Yavru kangal satışları satılık kangal yavrusu fiyatları.
Üyelik Girişi
Anket
Kangal köpekleri güzel mi ?
Site Haritası
Facebook tıkla
Facebook sayfamız

KANGALIN HUY VE DAVRANIŞLARI

As­lın­da, di­ğer ko­nu­la­rı iş­ler­ken, bu bö­lü­mün baş­lı­ğı olan ko­nu­ya, yer yer de­ği­nil­miş hat­ta ba­zı­la­rı önem­li öl­çü­de ele alın­mış­tır. Bu bö­lüm, diğer özel­lik­le­ri de ki­ta­ba kat­mak için ön­gö­rül­müş ve müm­kün mer­te­be­de tek­rar­dan ka­çı­nı­la­rak ya­zıl­mış­tır.
Bir kö­pek ır­kı­nın eği­ti­mi için ge­çer­li olan ku­ral­la­rı ko­ya­bil­mek; bir­çok de­nek üze­rin­de, sa­bır­la, göz­lem, iz­lem ve araş­tır­ma yap­ma­yı ge­rek­ti­rir. Bu da yıl­lar­ca sü­rer ve in­san öm­rü­nü aşar. 
Kan­ga­lla­rın huy ve dav­ra­nış özel­lik­le­ri­ni, be­lir­li bir sü­re için, ül­ke­mi­ze ya­pı­lan ya­rı tu­ris­tik se­ya­hat­lerde tu­ris­tik reh­ber ve çe­vir­men kul­la­nı­la­rak, az de­nek göz­lem­le­ye­rek ve ko­nu­da­ki bil­gi­si tam ol­ma­yan ki­şi­ler­den alı­nan söy­lem­le­ri der­le­me­yi, bi­lim­sel ve içe­rik­li bir araş­tır­ma sa­ya­ma­yız. 
Ana­va­ta­nı, Türk ana­yur­du olan “Türk ço­ban kö­pe­ği”ne Or­ta Av­ru­pa Kelt kö­ken­li ve­ya en­de­mik (yö­re­sel) ırk di­ye, kö­ken ya­kış­tı­ra­rak ta­rih­le­ri­ni ya­zan, ulu­sal gu­ru­ru­muz “Türk ço­ban kö­pe­ği Kan­ga­l”ı, ana­va­ta­nı Ana­do­lu olan “Ana­do­lu ço­ban kö­pe­ği” ta­nı­mıy­la dün­ya­ya yan­lış ola­rak ya­yan ya­ban­cı araş­tır­ma­cı ve ya­zar­lar, ­çok sa­yı­da kan­gal ile ya­şa­mın tüm dö­nem­le­ri­ni pay­laş­ma­mış ve on­la­rı do­ğal or­tam­la­rın­da iz­le­me­miş ise, on­la­rın huy ve dav­ra­nış özel­lik­le­ri­ni sap­ta­ya­maz. Do­ğal ola­ra­k bu du­rum­da eği­tim me­to­du oluş­tur­mak­ta ba­şa­rı şan­sla­rı yok­tur. “Kan­ga­lın eği­ti­mi zor­dur çün­kü IQ­’su ye­ter­li de­ğil” di­ye, dü­şü­ne­rek, ba­zı eğit­men­ler bil­gi­ ye­ter­siz­li­ği­ne bağ­lı ba­şa­rı­sız­lı­ğı, ır­ka if­ti­ra ede­rek ört­me­ye ça­lı­şı­yor. Di­ğer kö­pek ırk­la­rın­dan fark­lı özel­lik­le­ri olan kan­gal­la­rı, ye­te­nek­le­ri, huy ve dav­ra­nış özel­lik­le­ri doğ­rul­tu­sun­da eğit­mek ge­re­kir. Ak­si hal­de, eği­tim­de ba­şa­rı­nın sı­nır­lı ola­ca­ğı do­ğal­dır.
Bir Al­man kö­pek eğit­me­ni ar­ka­da­şım var­dı. Bi­zim Kurt di­ye ta­nım­la­dı­ğı­mız, dün­ya­da­ki ta­nı­mı “Al­man Ço­ban Kö­pe­ği” olan ırk üze­ri­ne uz­man sa­yı­lı­yor­du. Di­ğer kurt kö­pek­le­ri ya­ni Bel­çi­ka, İs­pan­yol Avus­tur­ya ırk­la­rı vs. bu hay­va­nın tü­rev­le­ri­dir. Eğit­men ile soh­be­ti­miz kö­pek­le­rin tu­va­let eği­ti­mi ko­nu­sun­day­dı. Bir kurt yav­ru­su an­cak 6.ay­dan son­ra eği­ti­le­rek tu­va­let ada­bı ka­za­na­bi­lir de­di. Ben de önem­li bir has­ta­lık ge­çir­di­ği için ev­de bes­le­mek mec­bu­ri­ye­tin­de kal­dı­ğım 3 ay­lık kan­ga­lın, ala­tur­ka tu­va­le­ti tam isa­bet ile kul­lan­dı­ğı­nı söy­le­yin­ce, “ola­maz, ina­na­mam” di­ye, iti­raz et­ti. “Bu eği­ti­min sır­rı­nı is­ti­yo­rum, bu sır be­ni Av­ru­pa’da meş­hur ve zen­gin eder” de­di. “Eği­tim ge­rek­mi­yor” de­yin­ce, iyi­ce şa­şır­dı, ben de an­lat­ma­ya baş­la­dım:
“Yıl­lar­dır iz­le­di­ğim ve huy özel­lik­le­ri­ni iyi bil­di­ğim, bir­çok de­fa do­ğum­da ebe ba­ba­lık yap­tı­ğım kan­gal yav­ru­la­rı, göz­le­ri ve ku­lak­la­rı açıl­dı­ğı an­dan iti­ba­ren, do­ğuş­tan çok güç­lü olan ko­ku al­ma duy­gu­su sa­ye­sin­de an­ne­si­nin ka­ka­sı­nın ve çi­şi­nin ye­ri­ni bu­lur ve bun­la­rın üze­ri­ne ken­di çiş ve ka­ka­sı­nı ya­par, her ih­ti­yaç­ta ay­nı şe­kil­de dav­ra­nır. An­ne­ye ait olan­lar top­la­nır, ga­ze­te­ye em­di­ri­lir ve uy­gun gö­rü­len ye­re ko­yu­lur ise, yav­ru kok­la­ya­rak bu ye­ri bu­lur ve tu­va­let ye­ri ola­rak bel­ler, so­run çö­zül­müş­tür. An­ne­ye ait olan­la­rı al­dı­ğı­nız yer­le­ri de ko­ku­lu bir de­ter­jan­la te­miz­le­me­ unu­tul­ma­ma­lı­dır. Bir haf­ta son­ra kö­pek eğit­me­ni ar­ka­da­şım­la bu­luş­tuk. Ke­der­liy­di, “zen­gin ola­ma­ya­ca­ğız” de­di. “Al­man Ço­ban Kö­pe­ği” yav­ru­la­rı an­ne­nin tu­va­let ye­ri­ni kul­lan­ma­dı­ğı için öner­di­ğim tu­va­let eği­ti­mi ge­çer­li ol­ma­mış­tı.
Süt em­me dö­ne­min­den son­ra bes­len­me­ye alı­nan yav­ru­lar, ken­di­le­ri­ne ba­kan sa­hi­bi ve­ya ba­kı­cı­ya se­vinç ve sev­gi gös­ter­mek için ar­ka ayak­la­rı üze­rin­de di­ki­lir ve iki­si­ni bir­lik­te kul­la­na­rak zıp­lar, ön ayak­la­rı üze­ri­ne dü­şün­ce bu de­fa ön ayak­la­rı­nı bir­lik­te kul­la­na­rak zıp­lar ve bu­nu bir­kaç de­fa tek­rar­lar. Bu zıp­la­ma­lar­da ar­ka ayak­lar ve ön ayak­lar sı­ra ile art ar­da ve bir­lik­te da­ima ay­nı ha­re­ke­ti tek­rar­lar. Bu dav­ra­nış; sev­gi, te­şek­kür ve mut­lu­lu­ğun ifa­de­si­dir. Ta­bii ki bir yan­dan da kuy­ru­ğu­nu iki ta­ra­fa ağır tem­po ile sal­la­mak­ta­dır. Dil­le­ri dı­şa­rı­da olup hev-hev di­ye ses­le­nir­ler. 
Al­tın­cı haf­ta­dan son­ra, ay­nı ba­tın­da­ki yav­ru­lar ara­sın­da li­der­lik mü­ca­de­le­si baş­lar. Kav­ga­dan zi­ya­de gü­re­şe ben­zer bu mü­ca­de­lede, bir­bir­le­ri­ne za­rar ver­mez­ler. Güç­lü olan, kar­deş­ler ara­sın­da­ki her olay­da ön­ce­lik ka­za­nır. 7-8 haf­ta­dan son­ra yav­ru­la­rı, an­ne ar­tık em­zir­mek is­te­mez. Çün­kü be­be­le­rin diş­le­ri iri­leş­miş­tir, emi­lir­ken ca­nı ya­nar. Obur be­be­le­re süt ye­tiş­ti­re­mez. Ha­mi­le­lik ve süt ver­me dö­ne­min­de yor­gun ve za­yıf düş­müş­tür, gü­cü azal­mış­tır. Yav­ru­lar, ya­tan an­ne­ye bas­kın ve­re­rek ve­ya onu ayak­ta sar­mak ve ye­re ya­tır­mak su­re­tiy­le, zor­la em­me­ye baş­lar­lar. Bu du­rum­da, di­şi­yi bir­kaç gün için, bir­bir­le­ri­ni gö­re­cek şe­kil­de yav­ru­lar­dan ayır­ma­lı­dır. Bu dö­nem­de, gün­de bir­kez em­zir­me ol­ma­lı, da­ha son­ra ya­rı ana sü­tü­ne, ya­rı be­si­ne ba­ğım­lı olan yav­ru­lar ta­ma­men be­si­ne yön­len­di­ril­me­li­dir.
Kan­gal uzun me­sa­fe ko­şu­cu­su­dur. Or­ta sü­rat­te çok uzun sü­re­li ola­rak ko­şa­bi­lir, böy­le ol­mak­la bir­lik­te, kı­sa me­sa­fe­de sü­ra­ti­ni, kı­sa bir sü­re için sü­per de­re­ce­de art­tı­ra­bi­lir. Has­mı­nı ya­ka­la­ya­ca­ğı ve­ya sal­dır­dı­ğı an­lar­da bu sü­ra­ti kul­la­nır­lar.Kan­ga­lın ya­şa­mı, gün­lük za­man açı­sın­dan in­sa­na gö­re ters­tir. Gün­düz onun din­len­me za­ma­nı­dır. Gün­düz­le­ri uyuk­lar ve din­le­nir, ge­ce­le­ri uya­nık ve da­ima ha­re­ket ha­lin­de­dir. Ya­ni ya­şa­mı ge­ce­ye uyumludur. İn­san­la­rın on­la­rı iz­le­ye­bil­dik­le­ri gün­düz sa­at­le­ri, hay­va­nın per­for­man­sı­nın en alt dü­zey­de ol­du­ğu sa­at­ler­dir. Bu sa­at­ler­de­ki göz­lem­ler göz­lem­ci­yi ya­nıl­tır. Ba­sın­da za­man za­man ya­nıl­gı do­lu ya­zı­la­rın çık­ma­sı da bu ne­den­le­dir. Ay­nı se­bep­le ya­ban­cı araş­tır­ma­cı­lar da ya­nıl­mış­lar ve yaz­dık­la­rı ile il­gi­le­nen­le­ri ve okur­la­rı­nı ya­nılt­mış­lar­dır.
Kan­ga­lın sa­hi­bi ol­mak ve sa­hi­bi kal­mak, ol­duk­ça içe­rik­li çok yön­lü bir olay­dır. Tam ba­ğım­lı bir ve­fa­lı dos­tun gerçek sa­hi­bi ol­mak için iliş­ki, hay­van yav­ru iken, ya­ni 3. ay­dan ön­ce süt em­me dö­ne­min­de baş­la­ma­lı­dır. 
Kan­ga­lın ha­fı­za­sın­dan hiç si­lin­me­yen iki ko­ku var­dır. Bun­lar, an­ne­si­nin, ay­nı ba­tın­da do­ğan kar­deş­le­ri­nin ve ya­nın­da bü­yü­dü­ğü ba­ba­sı­nın, ya­ni ai­le­si­nin ve ilk sa­hi­bi­nin ko­ku­la­rı­dır. Süt em­me dö­ne­mi­nin 4. haf­ta­sın­dan son­ra yav­ru­la­ra ma­may­la tak­vi­ye ge­re­kir. Bu dö­nem­de, onu bes­le­ye­rek ve ku­ca­ğa al­ma­dan, an­ne­sin­den uzak­laş­tır­ma­dan, ok­şa­mak ve 6. haf­ta­dan iti­ba­ren de el­le ağ­zı­na hay­van­sal be­sin ver­mek su­re­tiy­le iliş­ki baş­la­ma­lı­dır. Yav­ru­nun ken­di­si­ni bes­le­yen eli ya­la­ma­sı­na izin ve­ril­me­li­dir.Süt em­me dö­ne­mi olan 6-8 haf­ta so­na er­dik­ten son­ra, yav­ru an­ne­den ay­rı­lır. Yav­ru se­çi­mi, yav­ru­la­rın ba­kım ve bes­len­me­si, aşı­lan­ma­sı ko­nu­la­rı­nı da­ha ön­ce in­ce­le­miş­tik. Bu an­dan iti­ba­ren yav­ru Kan­ga­lın tüm ge­rek­si­nim­le­ri sa­hi­bi ta­ra­fın­dan kar­şı­lan­ma­lı­dır. Çok az ve sa­de­ce ödül ola­rak ok­şan­ma­lı, baş­ka­la­rın ok­şa­ma­sı­na izin ve­ril­me­me­li­dir. Ar­tık sa­hi­bi, yav­ru Kan­ga­lın; ana­sı, ba­ba­sı, ar­ka­da­şı, ha­mi­si kı­sa­ca her­şe­yi­dir.
Bir Kan­gal yav­ru­su edin­me­ye ka­rar ve­rir­ken, ken­di­ni­ze eş se­çer­ken ve­ya ai­le­ni­ze bir be­bek ka­tıl­ma­sı­na ka­rar ve­rir­ken ki gi­bi dü­şü­nün. Kan­gal­lar aşı­rı du­yar­lı hay­van­lar­dır. Sa­hi­bi­ni yi­tir­di­ği ve­ya on­dan ay­rıl­mak du­ru­mun­da kal­dı­ğı za­man; ai­le­sin­den, sev­di­ğin­den ay­rıl­mış in­san gi­bi acı çe­ker, gün­ler­ce ulu­ya­rak ağ­lar ve ya­şa­ma kü­ser. Ta­ki ken­di­si­ne ye­ni bi­ri­si sa­hip­le­nin­ce­ye ka­dar yi­ne de ilk sa­hi­bi­nin ye­ri­ni hiç kim­se dol­du­ra­maz. Ye­ni sa­hi­bi­ni de se­ver, an­cak bu sev­gi ilk sa­hi­bi­ne ol­du­ğu ka­dar güç­lü ol­maz. Bir Kan­ga­lın öm­rü­nü ilk sa­hi­bi ile ta­mam­la­ma­sı bü­yük mut­lu­luk­tur. Bir kan­gal­se­ver için de çok bü­yük ke­yif­tir. Se­vil­di­ği­niz­den emin ol­mak ola­yı­nı ya­şa­ya­rak öğ­re­nir­si­niz. Bir Kan­ga­lın sev­gi ve sa­da­ka­ti­ne inan­dı­ğı­nız ka­dar; dost­la­rı­nı­zın hat­ta ai­le bi­rey­le­ri­ni­zin­kin­den o mer­te­be­de emin ola­maz­sı­nız.
Kan­gal, ço­ban kö­pe­ği ola­rak kır­sal alan­da gö­rev ya­pa­cak ise so­run az­dır. Sü­rü ile bir­lik­te boz­kır da ya­şam onun do­ğal or­ta­mı­dır. Top­lu ola­rak ya­şa­dık­la­rı du­rum­da; yav­ru, an­ne ve ba­ba­sıy­la bir­lik­te ya­şar­ken, on­la­rı iz­le­ye­rek ge­li­şir ve ye­ti­şir. Ço­ban­lık ve bek­çi­lik gö­rev­le­ri­ni on­lar­dan öğ­re­nir, yav­ru iken ay­rıl­dı­ğı za­man iç­gü­dü­le­ri ile sa­hi­bi­nin bek­len­ti­le­ri­ne ce­vap ver­me­ye ça­lı­şır. An­cak ye­ter­li ola­maz. Bu du­rum­da, eği­ti­me ge­rek­si­nim var­dır. Da­ha son­ra kan­gal­la­rın eği­ti­mi ko­nu­sun­da an­la­tıl­dı­ğı gi­bi; et­ki­li eği­tim, kan­ga­lın sa­hi­bi ta­ra­fın­dan uy­gu­lan­ma­lı­dır. Unut­ma­yı­nız, kan­gal sa­de­ce sa­hi­bi­ne ita­at eder.
Bir ai­le ta­ra­fın­dan ko­llek­tif ola­rak sa­hip­le­ni­len kan­gal, bü­tün ai­le fert­le­ri­ni se­ver, hep­si­ni ko­rur ve kol­lar. Fa­kat, onun bir sa­hi­bi ol­ma­lı­dır ve bu du­rum­da o da sa­hi­bi­ni se­çer ve dav­ra­nış­la­rı­nı vü­cut di­li ile, çı­kar­dı­ğı ses­ler­le an­la­tır. Ge­nel­de ai­le­nin en güç­lü bi­re­yi­ni ya­ni re­isi­ni sa­hip ola­rak ka­bul eder. Do­ğa­sı ge­re­ği yaş­lı ve ço­cuk­la­rı se­ven ve kol­la­yan kan­gal, ba­kım ve sev­gi­yi on­lar­dan gö­rür­se, on­lar­dan bi­ri­ni de sa­hi­bi ola­rak ka­bul­le­ne­bi­lir. Ama ai­le­nin şe­fi­ni ve oto­ri­te­si­ni far­kın­da­dır, ona say­gı gös­te­rir. 
Sa­hi­bi­ni yi­ti­rir­se, in­san­la­ra ör­nek ola­cak şe­kil­de acı çe­ker ve ya­şa­ma kü­ser. Bir sü­re son­ra­da ai­le­den bir baş­ka­sı­nı, ge­nel­de ai­le re­is­li­ği­ni yük­le­ne­ni, sa­hi­bi ola­rak se­çer. Sa­hi­bi ola­rak ka­bul­len­di­ği kim­se­nin önü­ne tam bir tes­li­mi­yet­le ya­tar. Ön ayak­la­rı­nı bü­ker, ar­ka ayak­la­rı­nı ge­rer, göz­le­ri­ni sa­hi­bi­nin göz­le­rin­den ka­çı­rır ve­ya ka­par ve hız­lı hız­lı so­lur. Bu dav­ra­nış, “sen be­nim sa­hi­bim­sin de­mek­tir” o an­da kar­nı­nın ve göğ­sü­nün ok­şan­ma­sı onun için ka­bul an­la­mı­nı ta­şır ve mut­lu olur. Ya­şa­mı tek sa­hip ve tek eş­le geç­miş olan kan­gal, 8-10 ya­şın­dan bü­yük, ya­ni yaş­lı­lık dö­ne­min­dey­se on­la­rı yi­tir­dik­ten son­ra, ye­ni­den sa­hip ve eş ka­bul­len­mez, ye­mez, iç­mez ve ya­şa­ma kü­ser.Kan­gal sa­hi­bi­ni ve ona ait ol­du­ğu­nu bil­di­ği her şe­yi, ca­nı pa­ha­sı­na ko­rur, bu yol­da sa­kat­lan­ma­sı, hat­ta ya­şa­mı yi­tir­me­si çok rast­la­nan bir du­rum­dur. Ko­ca­yın­ca sa­hi­bin­den il­gi ve sev­gi­nin de­va­mı­nı bek­ler. Ko­ca­yan kan­gal sa­hi­bi­ni yi­ti­rin­ce ya­şa­ma is­te­ği ve ya­şa­ma gü­cü­nü kay­be­der. Bir sü­re son­ra öle­bi­lir. Bu da çok rast­la­nan bir ne­ti­ce­dir.
Kan­gal, aç ve su­suz bı­ra­kıl­ma­ya kat­la­nır, kö­tü dav­ra­nıl­ma­yı ve dö­vül­me­yi ka­bul­len­mez. Eğer, böy­le bir du­rum­la kar­şı­la­şır­sa, fır­sa­tı­nı bu­lur­sa sev­gi ve il­gi gös­te­re­nin pe­şi­ne ta­kı­lır ve gi­der. Ye­tiş­kin bir kan­ga­lı sev­gi ve il­gi gör­dü­ğü sa­hi­bin­den, yi­ye­cek­le kan­dı­rıp gö­tür­mek müm­kün de­ğil­dir. Kan­gal gi­der­se sev­gi­siz­lik ve onu­ru­nun kı­rıl­ma­sı ne­de­niy­le ken­di­li­ğin­den gi­der. Ha­len, onur­lu kal­mak an­la­mın­da kul­la­nıl­mak­ta olan (Kuy­ru­ğu dik tut­mak) de­yi­min­de­ki sim­ge, Kan­gal kuy­ru­ğu­dur.
Ku­lak kes­me ame­li­ye­si, kan­gal yav­ru iken uy­gu­la­nır. Fa­kat kan­ga­lın sa­hi­bi ta­ra­fın­dan ya­pıl­maz ve­ya hay­van bu ame­li­ye es­na­sın­ca sa­hi­bi ta­ra­fın­dan tu­tul­maz. İç­gü­dü­le­ri­ne gö­re sa­hi­bi onun acı çek­me­si­ne as­la izin ver­me­me­li­dir. Bu ne­den­le ku­lak ke­sil­me­si­ne yar­dım eden sa­hi­bi­ne kü­ser. Kan­gal, ço­ban­lık gö­re­vi yap­ma­ya­cak ise, o gü­ze­lim süs­lü ku­lak­la­rı ke­sil­me­me­li­dir.
Kan­gal ve sa­hi­bi ara­sın­da­ki psi­ko­lo­jik bağ­lam, cin­sel­lik­ler ters, ya­ni er­kek sa­hi­bin kan­ga­lı di­şi ise, bağ­lam da­ha güç­lü­dür. Di­şi Kan­gal sa­hi­bi­ne da­ha bağ­lı­dır ve da­ha ko­lay eği­ti­le­bi­lir. Ba­yan sa­hi­bin kan­ga­lı er­kek ise du­rum bi­raz fark­lı­dır. Er­kek kan­gal bi­raz hay­ta ve kül­han­be­yi ta­bi­at­lı­dır. Di­şi bir in­san­dan ko­mut al­mak ho­şu­na git­mez ve ken­di­ni sa­hi­bi­nin ha­mi­si gi­bi gö­rür. An­cak; ko­ru­ma ve kol­la­ma gö­re­vi­ni da­ha is­tek­le ya­par.
Kan­gal çok kıs­kanç­tır, sa­hi­bi­nin baş­ka bir kö­pe­ği sev­me­si­ni ve bes­le­me­si­ni hoş kar­şı­la­maz. Böy­le bir du­rum­la kar­şı­la­şır­sa, hır­çın­la­şır, diş­le­ri­ni gös­te­rip, hır­la­ya­rak tep­ki gös­te­rir. Kan­gal yi­ye­ce­ği­ni de çok kıs­ka­nır; yer­ken ya­nı­na yak­la­şıl­ma­sı­na sert tep­ki gös­te­rir. Onun önün­den özel­lik­le­de ağ­zın­dan yi­ye­cek ala­bi­li­yor­sa­nız, ken­di­ni­zi ger­çek­ten kan­ga­lı­nı­zın sa­hi­bi sa­ya­bi­lir­si­niz. Tek ola­rak bü­yü­tü­len kan­gal yav­ru­su, ye­tiş­kin ha­le ge­lin­ce, hem­cins­le­ri ve di­ğer kö­pek ırk­la­rı ile uyum sağ­la­mak­ta zor­la­nır. Hat­ta kö­pek ol­du­ğu­nu unu­tur bi­le. Baş­ka kö­pek­le­rin ya­şam ala­nı­na gir­me­sin­den ra­hat­sız olur hır­çın­la­şır. Bu da ara­la­rın­da hır­laş­ma ne­de­ni olur. Di­şi Kan­gal, eşi­ni ve yav­ru­la­rı­nı da sa­hi­bi­ni ko­ru­du­ğu gi­bi ya­şa­mı­nı risk ede­rek ko­rur. Sa­hi­bin­den baş­ka­sı­nın yav­ru­la­rı­na yak­laş­ma­sı­na izin ver­mez.
Top­lu ya­şam­da güç, kan­ga­lın top­lu­luk­ta­ki ye­ri­ni be­lir­ler, en güç­lü li­der­dir, baş­ka bi­ri da­ha güç­lü ol­du­ğu­nu or­ta­ya ko­yun­ca­ya ka­dar li­der­lik sü­rer. Li­der ay­nı za­man­da top­lum­da­ki­le­rin an­nesiyse, gü­cü­nü yi­ti­rir­se bi­le li­der­li­ği sü­rer. Kan­gal sa­hi­bi­ni baş­ka kö­pek­ler­le pay­laş­mak is­te­mez. Sa­de­ce de­vam­lı eşi olan bir kan­ga­la ve yav­ru­la­rı­na il­gi­yi ka­bul­le­nir ve on­la­rı sa­hi­bin­den kıs­kan­maz.
Ye­tiş­kin kan­gal, sa­hi­bi ile ya­kın iliş­ki­de­ki in­san­la­rı za­man­la ta­nır. On­la­ra za­rar ver­mez ve kö­tü tep­ki gös­ter­mez. Bir sü­re son­ra da ken­di­si­ne yak­laş­ma­la­rı­na hat­ta sev­me­le­ri­ne da­hi izin ve­re­bi­lir. An­cak, bu sı­nır­lı dost­luk kuş­ku ta­şı­mak­ta­dır. Sa­hi­bi­nin bu­lun­ma­dı­ğı or­tam­da, özel­lik­le so­rum­lu­luk ala­nı­na gi­ril­di­ğin­de bu kuş­ku­lu ve sı­nır­lı dost­luk ge­çer­siz­dir. Sa­hi­bi­ne ve ona ait olan şey­le­re za­rar ve­ril­me­sin­de bu sı­nır­lı dost­lu­ğun kul­la­nıl­ma­sı­na izin ver­mez. 
Kan­ga­lın­dan ko­ru­ma ve kol­la­ma gö­re­vi bek­le­yen sa­hi­bi; gü­ve­nil­mez ki­şi­ler­le kan­ga­lı­nın ya­nın­da, ya­kın dost­luk dav­ra­nış­la­rın­da bu­lun­mak­tan ka­çın­ma­lı­dır. Be­nim kan­gal­lar­la tam dost­luk kur­du­ğu­nu sa­nan bir ya­kı­nım, is­te­di­ği za­man bah­çe ka­pı­sı­nı kul­la­nıp evi­mi­ze ge­le­bi­li­yor­du, bir se­fe­rin­de çi­ti aşa­rak bah­çe­ye gir­me­ğe ça­lış­tı ama bi­zim­ki­ler vi­ze ver­me­di. Bu olay, sı­nır­lı dost­lu­ğun tam ta­ri­fi­dir. Sa­hi­bi ile sı­nır­lı dos­tun iliş­ki­le­ri­nin bo­zul­ma­sı­nı kan­gal al­gı­la­ya­bi­lir, ve böy­le­ce sı­nır­lı dost­luk da so­na erer.
Kan­gal­lar, kö­pek sev­me­yen kim­se­le­ri ya­nıl­ma­dan ve sü­rat­le al­gı­lar. On­la­ra say­gı ve sev­gi ye­ri­ne diş­le­ri­ni gös­te­rir, hır­lar ve hav­la­ya­bi­lir. İn­san üze­rin­de­ki kö­pek ko­ku­su­nu (Ban­yo­dan çı­kıl­mış ve tüm giy­si­ler de­ğiş­miş ol­sa da­hi) he­men alır. Bu ko­ku, o ki­şi için olum­lu ola­rak al­gı­la­nır ve kan­gal ile dost­lu­ğa atı­lan ilk adım ola­bi­lir. Sa­hi­bi üze­rin­de­ki baş­ka kö­pek ko­ku­su­nu kan­gal kıs­ka­nır. Kı­sa sü­re bir küs­kün­lük ya­şa­nır. Ok­şa­nın­ca da küs­kün­lük bi­ter. Kan­gal­lar sa­hi­bi­ne as­la kin bes­le­mez­ler. Kan­gal ken­di­sin­den kor­kan in­sa­nı dost say­maz ve ona say­gı­lı dav­ran­maz.
Ya­şam­dan gö­çen Kan­gal sa­hip­le­ri­nin ai­le­le­ri­ne önem­li bir uya­rı­da bu­lun­mak, ba­na gö­rev ol­muş­tur. Yi­ti­ri­len Kan­gal dost­la­rı­na (Tan­rı­nın rah­me­ti üzer­le­rin­de ol­sun) son gö­rev ye­ri­ne ge­ti­ri­lir­ken, sa­hi­bi Kan­ga­lı­na gös­te­ril­me­li ve kok­la­tıl­ma­lı­dır. Ak­si hal­de an­la­tıl­ma­sı çok güç sev­gi ve bağ­lı­lık ile ya­şa­mı­nı sa­hi­bi­ne ada­yan Kan­gal, da­imi bir bek­le­yiş ve ara­yış için­de ola­cak­tır. Bu du­rum­da Kan­ga­lın bir baş­ka­sı­nı sa­hi­bi ola­rak ka­bul et­mesi çok güç­tür. Çok duy­gusal olan Kan­galın yaşamın­da olabilecek en büyük şans­sız­lık sahibini yitir­mek­tir.